Farklı sebeplerden dolayı kişinin yaşadığı insülin eksikliği ya da insülinden etkilenen mekanizmaların, doğru şekilde çalışmadığından diyabet ortaya çıkmaktadır. Özellikle vücut değişik besinlerle vücuda taşınan karbonhidrat, yağ ve proteinlerden tam olarak yararlanmadığı dönemlerde, bu hastalık metabolik açıdan kronik bir duruma gelmektedir. Dünyanın birçok farklı ülkesinde ve Türkiye’de de her geçen gün daha fazla artış gösteren bu hastalık, kişinin günlük yaşamının zor ve yaşanmaz bir hale gelmesine sebep olmaktadır. Meydana gelmesindeki en büyük etkenlerden biri de paralel olarak obezite problemidir. Tip1 ve tip2 olarak iki farklı şekilde görülen diyabet hastalığı, şiddetine göre değişmektedir. Tip 1 olarak tabir edilen aşamada pankreas adacık hücrelerinin zarar gördüğü bir evre olarak ön plana çıkmaktadır. Tip 2 süreci içerisinde ise periferik İnsülin direnci ile bu direnç ile başa çıkmak için mücadele gösteren pankreas adacık hücrelerinin yetersiz olduğu durumdur.
Tip 1 Diyabet Hastalığı Belirtileri
Tip 1 olarak bilinen diyabet genel olarak 30 yaşından önce ortaya çıkar. Farklı belirtileri ile kendisini gösteren bu hastalık, zaman içerisinde şiddetini arttırarak kişinin sürekli bir tedavi sürecine girmesine sebep olur. Özellikle kan şekerinin yükselmesi ani olarak ortaya çıkan en erken belirtiler arasındadır. Ayrıca fazla su içme, halsizlik durumu; ağız kuruluğu, çabuk yorulma ve çok fazla idrara çıkma gibi problem etkin belirtileri arasında yer almaktadır. Bu hastalığın büyük bir çoğunluğunda aşırı kilo kaybı da kendini açık şekilde ortaya çıkarır.
Tip 2 Diyabet Hastalığı İçin Belirtiler
İnsülin direncine karşı ilerleme konusunda insülin salgılanması açısından meydana gelen bir bozukluk, Tip 2 diyabetes mellitüs olarak bilinir. Obeziteye bağlı olarak 30 yaşından sonra başlayan Tip 2 diyabet problemi, farklı belirtiler ile anlaşılmaktadır. Bunlar içerisinde el ve ayaklarda uyuşma, bulanık görüş mesafesi; ayaklarda ağrı ve vücudun farklı noktalarında karıncalanma, tekrarlayan mantar enfeksiyonları ile yaraların geç iyileşmesi gibi durumlar söz konusudur. Farklı zamanlarda diyabet hastalığının klinik açıdan damar hastalığını meydana getirmesi gibi problemler nedeniyle de doğal tedavi amaçlı başvuru yapılmaktadır. Bu konuda kalp damar hastalıkları, periferik damar hastalığı gibi belirtiler söz konusu olduğu zaman doktora başvurulur. Mutlaka bu belirtiler ortaya çıktığında erken teşhis için gerekli tetkiklerin yapılması büyük bir önem taşımaktadır. Gerçekleştirilecek olan erken bir tedavi ile geleneksel yöntemler dahilinde, bu hastalık minimum seviye indirilebilir ya da tamamen yok edilebilir.
Diyabet İçin Tedavi Yöntemi
Belirlenmiş program dahilinde planlı bir çalışma ile klinikte gerçekleştirilen geleneksel tedavi yöntemi, diyabet adına özel bir tedavi programı ile uygulanır. Tamamlayıcı ve geleneksel tedavi yöntemlerinin seçimi, komplikasyonların şiddetine ve sırasında bağlı olarak yapılır. Mutlaka profesyonel açıdan hekimlerce doğru bir değerlendirmenin önemi çok büyüktür. Hastalığın geldiği seviye ve şiddetin anlaşılmasıyla birlikte, yapılacak olan uygulama belirlenir ve hacamat yöntemi dahilinde çalışmalar yapılır. Komplikasyonları bağlı olarak hasta için en uygun doz çerçevesinde tedaviye başlanır. Farklı süreçlerde gerçekleştirilen bu geleneksel tedavi yöntemi, tamamen sterilize edilmiş özel klinikte gerçekleşir ve tamamen doğal yöntemler uygulanır. Burada önemli olan hastalığın şiddetine bağlı olarak komplikasyonlara göre en doğru bu tedavi yönteminin seçilmesidir.