Allah Rasulü (sav)’in sünneti olan bu tedavi yöntemi, günümüzde yeniden fark edilmiştir. Asırlar boyu, Osmanlının dünya hakimiyeti nedeniyle, bütün dünyada tercih edilen bir tedavi yöntemiydi. Peygamberimiz (sav), hastalanan kişinin öncelikle hacamat yaptırmasını emretmiştir.
Diş ve Diş Eti
Diş sağlığı, günümüzdeki en büyük sorunlardan biridir. Kola, cips gibi etkenlerin yanı sıra, baş kısmındaki kanın temizlenmemesi nedeniyle, diş çürümesi meydana gelmektedir. Peygamber (sav), misvak kullanmayı tavsiye etmiştir. Bu bitkinin içinde, dişin çürümesini önleyen ve mideye faydalı bir çeşit sıvı bulunmaktadır. Baş kısmından yaptırılan kan alma işleminin ardından, diş ağrıları ve di eti sorunlarında düşüş meydana gelmektedir.
Diş sorunu olan kişilerin, düzenli kan alma işlemini yaptırması, diş eti hastaları ve diş çürümesi sorunlarının ortadan kalkmasında etkili olacaktır. Hicri ayının 21,19 ve 17. günlerinde bu tedavinin uygulanması daha iyi sonuçlar verecektir. Bu tarihlerde, kan dolaşımı hızlanmaktadır. Bu nedenle tedavide başarı oranı artmaktadır. Bu günler (hicri 17,19,21) hadis-i şeriflerde de geçmektedir. Temiz kanın hastalıkları önlediği bilinmektedir. Hasta olan bölgedeki kirli kanın alınması ile birlikte, o bölgenin iyileşme süreci daha da hızlanmaktadır.
Baş kısmından alınan kan ile migren, baş ağrısı, kulak ağrısı, boğaz ağrısı ve diş ağrısı gibi sıkıntı veren durumlar ortadan kalkmaktadır. Ağır olan vakalarda bir kaç seans gerekebilir. Ayrıca dişin tuzla ve sirkeyle temizlenmesi de önemli bir konudur. Bu maddeler, hem doğaldır hem de dişin çürümesini önlemektedir. Tatlı yedikten sonra su içilmesi, dişlerin çürümesini engeller. Diş bakımı kategorisinde, düzenli misvak kullanmak, dişin yüzde yüz korunmasını sağlayacaktır. Asitli içecekler ve tatlı gıdalar, dişin çürümesini hızlandıran etkenlerdir.
Peygamberimiz (sav) ‘ümmetime zor gelmeseydi, her namazdan önce dişlerin misvaklanmasını emrederdim’ buyurmuştur. Temizlik dini İslam, hastalıkla mücadelede en iyi yöntemlere sahiptir.
Doğal Tedavi
Her hangi bir yan etkisi olmayan bu tedavi yöntemi, hemen hemen bütün dünyada kabul görmeye başlamıştır. Günümüzde, bu tedavi yöntemi, geleneksel tedavi yöntemleri kategorisine dahil edilmiştir. Arabistan’da hasta olan kişi önce, sünnete uyarak, bu yöntemi tercih etmektedir. Kan alma ile ilgili hastanede, kan alma işleminin yaptırılmasından sonra, hasta iyileşmezse diğer hastanelere gitmektedir. Bu nedenle, sağlık kategorisinde yığılma meydana gelmemektedir.
Ülkemizde de hastanelerdeki yığılmayı, bu yöntem önleyecektir. Diş tedavisi, baş ağrıları, diş ağrıları, boğaz ağrıları, kulak ağrıları, boyun ağrıları ve migren gibi kronik ağrılar, bu yöntemle tedavi edilmektedir. Baştaki kanın temizlenmesi ile birlikte, kan temizlenir ve temiz kan, vücudun direncini artırır. Tedavi süreci hızlanır. Vücudun direncinin artırılması, ancak kanın temiz olması ile alakalıdır. Kirli kan, mikropların güçlenmesini sağlar ve onları besler. Kanda her zaman hastalık için hazır bekleyen mikroplar vardır. Hastalık anında ortaya çıkarak ağrı yaparlar. Kan alma yöntemi ile bu mikroplar deri yüzeyine çıkarılır. Sürekli grip olan ve baş ağrısı çeken hastalar, bu tedaviden sonra bir daha aynı sorunla karşılaşmamıştır.
Ağrı kesiciler, anlık ağrıyı dindirmektedir, tedavi etmemektedir. Kan alma ise, her zaman hastalığa neden olan ve kanın içerisinde yaşayan mikropları tamamen dışarı çıkarmaktadır. Kan yeni alyuvarlarla, eskisinden daha temiz ve daha kuvvetli bir hale gelmektedir.